ölen sevgili
sabah uyandiginda midesinde bir yanma hissetti. yanmanin
nedeni aksam
yedikleri degil,uyanir uyanmaz bugün yapacaklarinin aklina
gelmesiydi.
bugün
2 yildir götürmeye çalistigi bir birlikteligi
bitirecekti.
aslinda bunu yapmakta geç bile kalmisti.
´bitmeli dedi
içinden, her gün bu tatsiz uyanis bitmeli.´
genç adam bunlari düsünürken
surati sekilden sekile giriyordu. süratle
giyinerek disari çikti. bugüne
kadar hiç bekletmemisti onu, simdi de
bekletmemeliydi. ıstanbul, soguk ve
yagmurlu bir nisan ayi yasiyordu.
genç
adam gökyüzüne bakarak iç
geçirdiÿÿÿÿ;
´bulutlar bizim yasayacaklarimizi biliyor. onlar bile agliyor
halimize…´
bulusma vaktı…
artik kadiköy iskelesindeydi. birkaç
dakikalik beklemeden sonra
karsidan kiz
arkadasinin geldigini gördü.
simdi midesindeki agri daha…
Akıl hastanesinde doktorlar akıl hastalarının son durumlarını kontrol etmek için onları denemeye karar verirler. İki hastayı getirmişler. Sandalyeye oturtmuşlar ve önlerine bir kavanoza dolusu zeytin ile bir kavanoz dolusu hamam böceğini boşaltmışlar. Ne tepki vereceklerini merak ediyorlarmış. Hangisi zeytini hangisi hamam böceğini yiyecek merak ediyorlarmış. Buna göre de bir teşhis koyacaklarmış.Akıl hastalarından biri zeytinlere yönelmiş, diğeri de böceklere. Böcekleri yiyen, zeytinlere yiyene demiş ki:
- ” Oğlum sen deli misin? Önce kaçanları ye kaçanları… :)
Neden ağlıyorsun, çocuğum? Seni böyle hüzünlendirecek ne var?
Çocuk, yanaklarından süzüle ,süzüle akan yaşları silerek yıldıza dedi ki:
O kadar uzaktasın ki, hiçbir zaman sana dokunamayacağım.
Ve yıldız, çocuğun hüznünü giderecek bir cevap verdi:
Böyle uzaklarda durduğuma bakma sakın,
''Eğer yüreğinde olmasaydı asıl yerim, göremezdi beni senin gözlerin..